Emekliler bu ülkenin flaş belleği,hafıza kartıdır.

Ders alınacak hayat tecrübeleri vardır.

Yaşlandığında,emekli olduğunda rahat,huzurlu yaşamak için çalışmış,çabalamış emek vermiştir.

Onun içindir ki,nevi şahsına münhasır, emekli adını almıştır.

Ülkemizde emeklilerin durumunu yazarken,ekonomik diğer konuları da birlikte masaya yatırmamız gerekiyor.

Nedir bunlar?

Bir kere başta gelir dağılımının adaletsiz olması!

9000 bin iş günü prim yatırarak emekli olmuş emekli ile, daha az iş günü prim yatırarak emekli olmuş emeklinin maaşını yakın tutmak haksızlıktır.

Kanunen emekli olmayı hak eden emeklinin maaşını prim gün sayısı esas alınarak hakkı verilmelidir.

Emekliler bugün ne yapıyor?

Geçim derdi ile cebelleşiyor, sabahın erken saatlerinde kendilerini evden dışarı atıyor.

Niye?

Evde kalsa stresten eşi ve çocukları ile karşılıklı sözlü tartışmalar başlıyor.

Bütün emekliler boş boş parklarda oturuyorlar.

Kahvehanelerde zamanlarını boşa geçiriyorlar.

Öyle bir alışkanlık haline gelmiş ki,kahvehaneler,parklar emeklilerin rehabilitasyon merkezi haline gelmiş.

Ayni kaderi paylaştıkları için akşama kadar emekliler bir birlerini ağırlar olmuşlar.

Emeklilerin dikkat etmesi gereken ayrı bir hususu söylemeden geçemeyeceğim.

Sabah öğrencilerin okul gidiş saatlerinde,çalışanların işe gitme saatlerinde otobüsleri,metrobüsleri,tramvayları,marmarayı kullanıyorlar.Devletin verdiği ulaşım haklarını kullanmak tabiki hakları.

Ancak bu konuya biraz daha duyarlı olunursa iyi olur diye düşünüyorum.

Emekli çalışırken maaşından kesilen kesintilerle,yatırdıkları primlerle emekli oluyor.

İnsanca rahat yaşamak hakkı.

Bugün çalışanlar öyle veya böyle hayat mücadelesi veriyor.

Tabiki geçim derdi herkesin ortak sıkıntısı.

Ne var ki,emeklinin başka geliri yoksa,maaşına endeksli yaşıyorsa,bir de kira ödüyorsa vay anam vay!

Yandı keten helva!

Düşünsenize öğrencisini devlet parasız yatılı okulunda okutan dar gelirli ailenin sosyal haklardan yararlanması için gelirinin geçim standardı altında olması gerekiyor.

Üstelik evi olmayacak,kirada oturacak.

Bu gibi durumda olan aileleri,gerçek ihtiyaç sahiplerini, devletimiz tespit edip,zor durumda olan bu insanların hayatlarını kolaylaştırması gerekir.

Türkiye'de artık orta direk yok!

Toplumun yardımlaşma duygusu gün geçtikçe kayboluyor.

Paylaşım noktasında,karşılıklı hak,hukuk ilişkileri, çıkar ilişkilerine dönüştü.

Toplum güç zehirlenmesini ayni anda yaşıyor.

Helâl haram ver Allah'ım yiyemesem al Allah'ım ölçüsüne geldik.

Para cezaları,vergi cezaları ile ülke ekonomisi düzelmez!

Üreteceksin!

Tarım ve hayvancılık tekrar canlandırılmalıdır.

İvedilikle gelir dağılımı adaleti sağlanmalıdır.

Emeklileri bir ayağı çukurda,asrî mezarlıkta görmek yerine,emeğine saygılı olarak bu dünyada huzurlu insanca yaşamasını sağlamak olmalıdır.

Emekliler bu vatanın son kalesidir!

Hafıza kartıdır!

Cennet mahalleleri, cinnet hanelerine dönüşmeden olumlu adımlar atılmalıdır.

Ne demiş büyüğümüz Edebali;

İnsanı yaşat ki,devlet yaşasın!

Sağlıkla kalın, sevgiyle kalın...