Bu ülke de, Aydınlık Türkiye'nin geleceğini inşaa edecek olan, ülkeyi yönetecek kadroları yok ettiler.

Emperyalistlerin kanlı oyunu, karanlık çıkmaz sokaklarda, kardeşi kardeşe düşürerek telafisi mümkün olmayan kayıplar verdirdi.

Bu kadar üzücü,acı veren olaylar olurken,el ovuşturan,sinsice ülkemizin bölünmesini isteyen iç ve dış mihrakların iştahı kabarıyordu.

Nihayetinde 12 eylül 1980 yılında durumlara el konuldu.

Yeni gelen idari yönetimin,çok talihsiz açıklaması,yüreklerin burkulmasına bile yetmişti.

"Bir sağdan astık,bir soldan dengeyi kurduk"dediler.

Dengeyi kurduk dedikleri bizim gençlerimizdi.

Keşke kelimesini çok sevmem ama;

Keşke Devrimciler ve Ülkücüler o zamanlar bir birlerini anlayabilselerdi.

Günümüzde eski devrimcilerin ve ülkücülerin diyalog kurmasına şahit oluyoruz.

En ortak yönleri, geriye dönük, eski yapılan hataların,pişmanlıkların öz eleştiri konuşmaları oluyor.

Şimdiki gelinen durumlar daha farklı boyutlarda

Nedir bunlar diye soracak olursak;

Hangi siyasi görüşte olursak olalım, aynı görüşte olanları dört beş parçaya böldüler.

Oyunun farklı senaryoları sahnelere sürülmeye başlandı.

İlkönce birliktelik ,paylaşım ruhunu ortadan kaldırmaya başladılar.

Hiç kimse konuları derinlemesine düşünerek sorgulamıyor!

Körler sağırlar birbirimizi ağırlar olduk.

Netice olarak yığınla kitlesel olarak bilinçsiz toplum haline geldik.

Bu durum 12 eylülden daha ders almadığımızın emaresidir.

Bu olumsuz negatif durumlardan mutlaka çıkmalıyız.

Bilgili aydın toplum olmak zorundayız.

İlkemiz, kendi öz değerlerimiz olmalıdır.

Kırılacak artık dalımız kalmadı,gücü olan emperyalistler yoksa bizi kökümüzden söker.

Vatanımızın geleceği için yeni fidanlar, gençler yetiştirmeliyiz.

Yeni Eylül'lerin içinde hiç oniki olmasın!

Sevgiyle kalın, sağlıkla kalın.