Basın sektöründe son bir yıldan beri çok şey değişti.
Basın ve internet haberciliğine ilişkin düzenlemenin kabul edilip yasalaşmasıyla beraber bazı şeyler kafalarda henüz oturmadı.
BİK tarafından şartları belirlenecek internet haber sitelerinin, 5187 sayılı Basın Kanunu’nda yapılan değişiklik ile süreli yayın sayılarak resmi ilan ve reklam alabilmelerinin önü açıldı.
Buna bağlı olarak 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu, 7201 sayılı Tebligat Kanunu başta olmak üzere resmi ilan yayınını zorunlu kılan çok sayıda kanunda değişikliğe gidildi.
Resmi ilan adet ve gelirlerinde artış sağlayacak altyapı oluşturuldu.
İnternet haber sitesi çalışanları, yıllardır mahrum kaldıkları özlük haklarını kazanarak “basın mensubu” sayıldı ve basın kartı alabilmeleri sağlandı.
Yeni Basın Yasası daha birçok yenilik getirdi.
Ama biz basın mensupları bunları ne kadar biliyoruz, o da ayrı konu.
Mesela resmi reklam mı resmi ilan mı?
Kaç basın mensubu bu farkı biliyor, tartışılır.
Yeni yasayla birlikte biz basın mensuplarının avantajları ve dezavantajları neler oldu?
Hem idari kadronun hem de muhabir kadrosunun bilmesi gereken birçok konu var.
Mesela basın mensupları Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından verilen basın kartlarını alırken kadro kargaşası yaşıyor.
Özellikle yazılı basında kadrolar internet ve yazılı basın olmak üzere ikiye ayrıldı.
Daha kurumların yöneticileri bile neyin ne olduğunu bilmezken çalışanlar kendi kendilerine uğraşmak durumunda kalıyor.
İşte bu noktada kentimizin gazeteciler açısından en örgütlü olduğu kurum olan Kocaeli Gazeteciler Cemiyeti’nin devreye girmesi gerekiyordu.
Mesela yeni yasayla ilgili muhabirlere, editörlere ve gazete yöneticilerine yönelik konunun uzmanlarından oluşan bilgilendirme semineri ya da toplantısı yapmadı.
Yeni yasadan sonra herkes kendince yorumlama yapmaya başladı.
Kendi kabuğuna çekilen, üyelere yönelik bilgilendirme ve eğitim çalışmaları yapmayan Kocaeli Gazeteciler Cemiyetinin en azından Kocaeli Üniversitesi İletişim Bölümü akademisyenleriyle, Kocaeli Barosu’nun iş hukuku konusunda yetkinlik kazanmış avukatlarıyla gazetecileri bilgilendirmesi beklenirdi.
Ayrıca artık tüm basın internet haberciliği yapmak zorunda.
Resmi ilan payı almak için belli bir tıklanma rakamlarına ulaşmak gibi bir zorunluluk var.
İnternet haberciliği ve resmi ilan payından faydalanmak için ne gibi bir çalışma sistemi izlenmesi gerektiği konusunda bir dizi bilgilendirme programları yapılabilirdi.
Sadece bunlar mı, elbette hayır.
Kocaeli Üniversitesi ile işbirliği yapılarak bu kentteki gazetecilere yönelik söyleşiler, paneller, seminerler düzenlenebilir, ulusal çaptaki gazeteciler konuk olarak davet edilebilir, genç gazetecilerin deneyimleri arttırılabilir…
Diğer taraftan KOGACE tarafından bir Veri Bankası oluşturulabilir.
Böylece üniversite mezunu gazeteciler, iş arayan gazeteciler, eleman arayan kurumlar arasında bir koordine sağlanabilir.
Bu da kentimiz basın açısından oldukça fayda sağlayacak bir çalışma olur.
Yani KOGACE birilerinin kendini ön plana attığı, kendine fayda sağladığı bir kurum olmaktan çıkıp bir nevi gerçek manada kamu işlevi görür.
Bu kentteki gazetecilerin hukuksal sorunları da mevcut.
İşten ayrılan, işten atılan gazeteciler, kendilerini yönlendirebilecek, işsiz kaldıkları sürede kendilerine destek çıkacak bir cemiyet beklentisi içerisinde.
Kocaeli Gazeteciler Cemiyeti, basın kartı sahipleri sayesinde devletten belli bir ücret almakta ancak yapılan hizmetlerde gazetecilere hiçbir faydası olmamakta.
Oluşturulacak Veri Bankası ile işsiz kalan üyelerine en azından bir aylık erzak yardımında bulunabilir, hastalıkla mücadele eden üyeleri için şahıs değil, resmi banka hesapları kanalıyla Valilik onaylı kampanyalar açabilir. Kısacası bölgedeki gazetecilerin haklarını savunmak ve mesleki gelişimlerini desteklemek gibi bir misyonları olmalıdır.
Bir de bilindiği gibi kentimizde bulunan Basın İlan Kurumu geçtiğimiz günlerde kapatıldı.
Yerel basının resmi ilan trafiğini düzenleyen Kocaeli BİK Şubesi’nin kapatılmasıyla bizim ilimiz İstanbul Şube Müdürlüğü sorumluluk alanına verildi.
Peki, Kocaeli’deki medya kuruluşları alacaklarını nasıl tahsil edecek?
Sonuçta birçok kurum personel çalıştırıyor, devlete vergi ödüyor.
Kocaeli’de azımsanmayacak kadar çok basın kurumu mevcut.
Ve hak ettikleri ücretleri alamadıkları için sıkıntı yaşıyorlar.
Tam da zaman bu zaman değil mi?
KOGACE böylesine can yakıcı bir sorunu çözmek için devreye girmezse ne zaman girecek?
Ne için çalışacak?
Böyle bir meslek örgütü olur mu?
İstanbul BİK, ne kadar yeterli olacak ve KOGACE bu konuda ne gibi bir çalışma içerisine girecek?
Ne şiş yansın ne kebap mantığında yaptığı açıklamalarla kentte etkin olamayan ve yiyelim-içelim mantığından ileriye gidemeyen Kocaeli Gazeteciler Cemiyeti’ne artık taze kan gerekiyor.
Akademik düşünen ve düşündüklerini pratikte uygulayan, tüm yönetim kuruluna söz hakkı tanıyan, yönetim kurulu toplantılarını düzenli yaparak alınan kararları yönetim kuruluyla ve üyelerle şeffaf paylaşan bir Kocaeli Gazeteciler Cemiyeti özlemini kentimizdeki birçok gazeteci çekiyor.