Bir süredir çok kötü gündemlerle meşgul olan Türkiye, haftaya güzel bir haberle uyandı.
Fethullah Gülen uzun süredir yaşadığı ABD’de hayatını kaybetti.
Doğal olarak hemen sosyal medyada “Ateşi bol olsun” paylaşımları yapılmaya başlandı.
Fethullah Gülen’in Cemaat hareketi, benim hiçbir zaman hazzetmediğim bir hareket olmuştur. Dün nasıl baktıysam, bugün de aynı yerdeyim.
15 yıl önce de “Muhterem” demiyordum…
Şimdi de…
Çizgim hep aynıdır.

***

Siz bakmayın şimdi “Ateşi bol olsun” diyenlere…
Beddua okuyanlara.
Zamanında az methiyeler düzmediler.
“Muhterem” idi.
“Hasreti çekilen” idi...
“ Ankara’nın parsel parsel peşkeş çekildiği” idi.
“Tokalaştığı el, aylarca yıkanmayan” idi.
“Açtığı yol, Türkiye’yi aydınlığa çıkaracak yol” idi…


***

Oysa bu örgüt, sadece kendi çıkarını düşünen bir yapıydı.
Şu an, onun yerini almak isteyen diğer tarikat veya cemaatler gibi.
Çeşitli kumpaslarla, birçok aydın ismin hapis yatmasına…
Birçoğunun intihar etmesine…
Nice hayatların kararmasına sebep olmadılar mı?
Burada yazacak daha çok şey var.
Liste böyle uzayıp gider.
Ancak yerim dar.

***

Ölüm haberinin ardından sosyal medyaya bakıyorum da…
Dünün, yere göğe sığdırılamayan Muhterem’i için bugün bol bol ateş yakıyorlar, hatta ateşi harlıyorlar.
Ne güzel değil mi?
Oysa cevap verilmesi gereken birçok soru var.
Arazileri FETÖ’ye peşkeş çekenlerle ilgili bir şey yapıldı mı?
Bank Asya’sının önünden geçen tutuklanırken, o banka şubelerinin kurdelelerini anlı şanlı törenlerle açanlar ne oldu?
Gazetelerini balya balya belediyelere sokan başkanlar şimdi ne yapıyor?
Türkçe Olimpiyatları’na katılmayanları tukaka edenler?
Ya Pensilvanya’yı ikinci evi olarak gören milletvekilleri?
Sorular çok…
Cevaplar ise her zamanki gibi…
Derince bir kuyunun içinde.

***


Allah’a şükür bugüne kadar ne kandım ne de kandırıldım…
Ve de…
Sonradan FETÖ’ye dönüşen Cemaat’in, gazabına uğramış bir kişi olarak…
Hakkımı ne Fethullah Gülen’e…
Ne de onu başımıza bela edenlere helal ediyorum.
Hakikaten ateşi bol olsun.