Neresinden bakarsak bakalım,neresinden tutarsak tutalım ülkenin çok önemli sorunları var!
Başta en büyük sorun eğitim sorunu!
Eğitim müfredatı Türkiye'nin geleceğini inşaa edecek olan bilim adamları yetiştirme noktasında ıskalanmayacak kadar çok noksan!
Toplumsal sorunlar almış başını gidiyor.
İnsanların yaşam biçimi olarak gündemine aldıkları ciddi konular değil de magazinsel olmuş.
Olaylara bakış açısı bu olunca sorunlar yumağı her geçen gün daha da artıyor.
Oysa konuşulması gereken konular,kaybettiğimiz değerlerimiz,geçimimizi yakından ilgilendiren ekonomik konular olmalıdır.
Düşünsenize,Türkiye'nin tarım ve hayvancılık ülkesi olduğunu her defasında söyler dururuz.
Bu içi boş söylemlerden ileri gitmiyor!
Peynirin kilosunun 400 tl,etin kilosunun 900 tl olduğu ülkemizde,söylenen söylemlere tezat düşüyor!
Emeklinin maaşını asgari ücretin altında tutarsanız nasıl geçimini sağlayacak bu nasıl olacak?
Asgari ücretle çalışanda zaten geçinemiyor.
Toplumun genel yapısına bakacak olursak,huzursuzluk, mutsuzluk ,umutsuzluk insanların yüzlerine yansımış olduğunu görüyoruz.
Bu çıkmazlardan nasıl kurtulacağız ona bakmamız gerekir.
Okullarımızın eğitim şekillerini,gelecekte her alanda ihtiyaç duyulan alanlara göre, insan kaynaklarını planlamak, kalfiye teknik eleman yetiştiren okulların sayıları, her yıl artırılmalıdır.
İmam hatip okullarının sayısının çok olması sorunları çözmüyor.Yeterli sayıda olmasının daha mantıklı olacağını düşünüyorum.
Toplumun huzurlu,mutlu yaşaması için Diyanet işlerine ayrı bir görev düşüyor.
Din görevlilerinin işi sadece camii de namaz kıldırmak olmamalıdır.
Bilginin bile zekatı fitresi var!
Herşeyden önce insanlara adaleti,ahlâklı olmayı,paylaşımların getirdiği huzur anlatılmalıdır.
Dedikodunun,fitnenin topluma zarar verdiğini,kul hakkının haram olduğunu,insan haklarının,vatan sevgisinin önemli olduğunu bıkmadan,usanmadan donanımlı şekilde bilgileri ile anlatmaları gerekir.
Çay ocaklarının kapılarında,boş boş parklarda oturmak,zaman kaybetmek doğru değildir.
Sorumluluk sahibi bireyler olmalıyız.
Kim üzerine ne görev düşüyorsa, herkes görevini hakkı ile yapmalıdır.
Huzuru, mutluluğu başka türlü bulamayız!
Her şeyden önce insan olmak!
İnsanca yaşamak!
Sevgiyle kalın, sağlıkla kalın.