Özgün Basın,

İlk köşe yazımı yazarken kafamda hep soru işaretleri vardı: “Acaba yazdığım her şey paylaşılacak mı?” Çünkü o kadar çok şey duymuştuk ki… “Yazdığın her şeyi yayınlamazlar, boşuna yazıyorsun.” “Çoğu yazı sansüre uğrar.” “ Bir kere iktidarı kolay kolay eleştiremezsin.” Bu tür söylentiler yüzünden yazı yazmaya dair hevesim hep bir şekilde kesilmişti. Ancak geçmişten tanıdığımız Yüksel abimizle yollarımız kesişince işler değişti. O, içimdeki yazma isteğini fark etti ve bana cesaret verdi. “Bu köşe senindir,” dedi. “İstediğini yaz, karışan namerttir.”

Yazılarım, ulusal basında bile çoğu kişinin korktuğu, “Aman iktidarı eleştirmeyelim,” dediği bir dönemde, tek bir noktasına bile dokunulmadan yayımlandı. Yüksel abi, ne korktu, ne tereddüt etti, ne de geri adım attı.

Bugün Kocaeli siyaseti, hassas bir terazi gibi. Azıcık sivrilenlerin geri çekildiği, tatlı su balıklarının kimi zaman yükseldiği bir düzen var. Bu yapıyı en iyi gözlemleyen ise basın. Biz siyaset yapıyoruz, ama basın emekçileri, bizim aklımızdan geçen her şeyi bizden katbekat önce görüp düşünebiliyor.

Elbette, siyasiler bazen basına kızıp tepki gösterebiliyor. Ancak basının olmadığı bir ülke, eleştirinin olmadığı bir toplum, diktatörlüğe mahkûmdur. Bu yüzden, basın özgürlüğünün sağlanması için ciddi adımlar atılmalıdır.

Öncelikle, gerçek basın emekçilerinin sosyal güvenlik haklarının devlet tarafından karşılanması gereklidir. Erken emeklilik hakkı gibi düzenlemeler, bu emeği takdir etmek adına önemli bir adım olacaktır.

Ayrıca, reklam kanunu benzeri bir zorunluluk da getirilmeli. Şirketlerde nasıl avukat veya mali müşavir bulundurma zorunluluğu varsa, basın için de benzer düzenlemeler yapılmalı. Örneğin, bir işletmenin kuruluşu, şube açılışı veya kapanışı gibi işlemler, o kentin basınında yayımlanmak zorunda olmalıdır.

Belediyelerin basın-yayın bütçelerinden ayrılan paylar, kanunla belirlenmeli ve bu bütçe bilgilendirme amacıyla basına aktarılmalıdır. Böylelikle, basın maddi anlamda herhangi bir otoriteye bağımlı olmadan, özgürce yazılarını yazabilecek, haberlerini yapabilecektir.

Sonuç olarak, özgür bir basın, demokrasinin temel taşıdır. Bu yapı güçlendirilmeden, sağlıklı bir toplum düzeni kurmak mümkün değildir.