Adamın biri kalabalığın içinde caddede yürürken, yüksek bir sesle birden bağırdı!

-İçinizde mutlu olan var mı?

İnsanlar sesin geldiği yere yöneldi. Bir an sessizlik oldu.

Adam cevap alamayınca tekrar;

-İçinizde mutlu olan var mı?

Kalabalığın içinden birisi cılız bir sesle cevap verdi.

-Ben mutluyum

Aldığı cevap karşısında biraz şaşkınlık geçiren adam tekrar sordu.

-Gerçekten mutlu musun? Hayatından memnun musun?

Bu soru karşısında adam şöyle cevap verdi.

-Abi hayatımdan hiç memnun değilim, ben Mersin'in ilçesi Mut'luyum.

Bu anekdot bize biraz mizansen gelebilir değil mi?

Amma velakin

Şu da bir gerçek ki, toplumun sosyolojik yaşam biçimi bu hale geldi.

İnsanların yaşama sevinci yok!

Yüz ifadeleri umutsuz, mutsuz!

Konuşmalar, sohbetler dil ucunda, yapmacık!

Yürekler sevgisiz, gönüller boş, duygular metalik!

Toplumda karşılıklı sevgi saygı gün geçtikçe daha da azalıyor.

En büyük yanlışımız,hepimiz dedikodu hastalığına tutulmuşuz!

Tedavisi en zor hastalık!

İçi boş, o kadar laflar,sözler sarf ediyoruz ki,hem kendimizi yoruyoruz,hem de başkalarının günahını alıyoruz.

Asıl olan nedir?

Birbirimizin ayıplarını, kusurlarını kapatmak ve hatalardan dönmek olmalıdır.

Bir ikimiz, üçüncünün ardından söz yapa, söz yapa geldik bu hale!

Ondan sonra ara ki iyilik, huzur bulasın!

Toplumu kulaktan, kulağa asılsız, asparagas haberler ve söylemler oldukça rahatsız ediyor.

Aslı nedir? diyerek, sorgulamak gerekir.

Birden, peşin hüküm vermeden, başkalarının kötü niyetini boşa çıkarmamız en doğrusudur.

Bazen de susmak, yerine göre çok daha etkili olur.

Haksızlık karşısında susan, dilsiz şeytandır.

Birbirimize tahammül gösterebiliyormuyuz?

Bu hepsinden önemlidir!

Bunu başardığımızda,işte o zaman huzur vadisine yola çıkmış oluruz.

Her şeyden önce ahlâk sahibi olmalıyız!

Adaleti esas alarak,yeni dünya düzeninde insanlık dersi vermeliyiz ve insanca yaşamalıyız.

Ölçü bu olmalı aslında.

Yoksa;

Huzursuz ve mutsuz insanların sessiz çığlığı, telafisi mümkün olmayan toplumsal olayların, gönüllerdeki fay hattı kırılmaların öncü artçısı olacaktır.

Dedikodu, fitne, fesat karıştırmak isteyenlere asla fırsat vermeyelim.

Sevgiyle kalın, sağlıkla kalın.