Türkiye, geride bıraktığımız ekim ayından bu yana çok ilginç gelişmelere gebe.
Her şey, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, yeni Yasama yılı açılışında DEM Partililerin elini sıkması ile başladı.
Ardından da terörist elebaşı Abdullah Öcalan'a çağrıda bulunarak, "Gel DEM grubuna, örgütü lağvettiğini açıkla, tecridin kalksın" dedi.
Bu sözlerin MHP gibi milliyetçi bir partiden gelmesi doğal olarak herkeste şok etkisi yarattı.
Bahçeli'nin çıkışı sonrası İmralı ile görüşmeler yapıldı. Herkes, Abdullah Öcalan'ın nasıl bir açıklama yapacağını merak ediyordu.
Beklenen açıklama dün geldi.
Öcalan, PKK yöneticilerine seslenerek, "Kongrenizi toplayın, örgütü lağvettiğinizi açıklayın" çağrısı yaptı.
Abdullah Öcalan ulus devlet, özerklik, federasyon gibi kavramların da artık geride kaldığını söyledi.
Türk ve Kürtlerin, bin yıllık ilişkisine değinerek, ikinci Türkiye yüzyılında demokrasiyi el birliği ile güçlendirmekten bahsetti.

***

Dünkü çağrı, doğal olarak büyük yankı buldu.
İYİ Parti ve birkaç küçük parti dışında, olumlu yanıt geldi siyaset kanadından.
CHP de desteğini açıkladı.
Bu partiler, genel seçimlerde oy kullanan seçmenin yüzde 90'dan fazlasının temsil edildiği partiler. Yani, destek son derece yüksek.
Ama önemli olan, bundan sonra yaşanacaklarda. Atılacak adımlarda.
AK Parti cephesi, "bekle-gör" modunda. Ki, haklılar. İktidar, sadece PKK'nın değil, Suriye ve Irak'taki uzantılarının da silah bırakmasını istiyor.
DEM Parti ise Kandil'den gelecek cevaba kilitlenmiş durumda.
Yani, yeni sürecin en önemli iki aktöründe durum bu.
PKK'nın bu çağrıya nasıl yanıt vereceği henüz belli değil.

***

İşte, yeni açılım sürecindeki samimiyet testi de bu noktada başlıyor.
Bakalım kim ne kadar samimi?
PKK silah bırakacak mı? Kendini feshedecek mi?
Hadi bunlar oldu diyelim...
İktidar, muhtemelen önceden konuşulmuş olan ve kamuoyuna açıklanmamış adımlarla ilgili neler yapacak?
Gerçekten de demokrasinin gelişimi için belli olan kriterleri karşılayacak mı?
"Her şey şeffaf olsun, Meclis'te konuşulsun biz de destekleyelim" diyen muhalefet, süreç şeffaf bir şekilde yürütüldüğünde gerçekten de destek verecek mi?
Sorular çok...
Ama henüz yanıtları yok...
Anlaşılan o ki tüm taraflar, büyük bir samimiyet testinden geçiyor...
Konuşmak için henüz çok erken.
Bu nedenle de bekleyip göreceğiz.
Tek dileğim, umarım 12 yıl önceki hatalardan ders çıkarılmıştır.