İki arkadaş yolda yürürken yağmur yağmaya başlamış. Biri hemen şemsiyesini çıkarıp açmış ve ikisini de ıslanmaktan kurtarmış. Yağmur durduğunda ise şemsiyeyi taşıyan arkadaş, “İyi ki şemsiyeyi almışım, ben olmasaydım ne yapacaktık? Ne kadar öngörülüyüm,” diye söylenmeye başlamış. Diğer arkadaşı ise artık bu laflardan bıkmış ve yanındaki dereye atlayarak, “Bu kadar da ıslanmazdım,” demiş.

Bu hikaye, birçok alanda olduğu gibi bizim mesleğimizde de yaşananları özetliyor. Otuz yıldır mesleğimizi yönetenler, “Biz olmasaydık bu meslek var olmazdı, kanunlar çıkmazdı,” diyerek bizi kendi öngörüsüz öngörülerine inandırmaya çalışıyorlar. Ne yazık ki, bu yaklaşımın mesleğimizin gelişimine ve toplumumuza faydadan çok zarar verdiği bir gerçek. Soruyorum en kötü daha ne olabilirdi ?

Kadrolu yönetici olmaktan çıkın, MALİ MÜŞAVİR olun yeter bize. Siyaseti biz siyasiler yapıyoruz zaten !!! Odalar ve Türmob siyasi basamak olarak değil meslektaşa hizmet için kullanın. Gerçekten mesleğe can siparene çalışan yöneticilere de bin selam olsun.

Mesleğe gerekli  sistemlerin hayata geçirilmesindeki yavaşlık, bu yapıların artık işlevselliğini yitirdiğini gösteriyor. Sadece işlerini yapmaya çalışan meslektaşlarımıza karşı yapılan engellemeler, mücadele ederken hayatını kaybedenler bile oldu. Kocaeli’nde Savaş Yıldız gibi isimler bu mücadelenin simgesi haline geldi.

Artık mesleğimizin geleceği için bu mevcut yapıdan bağımsız yeni bir oluşumun, tüm illerde ve genel merkezde kurulması gerekmektedir. Mesleğimizin daha iyi yerlere gelmesi için yenilikçi ve daha kapsayıcı bir yaklaşım şart. Belki de bu sefer, şemsiyeyi değil de, herkesin elinde kendi yağmurluğunu taşıdığı bir düzeni inşa etmenin zamanı gelmiştir.

Bu dönüşüm, sadece mesleğimizin değil, ülkemizin de geleceği için bir gereklilik haline gelmiştir. Otuz yıl boyunca göz ardı edilen fırsatların yeniden ele alınması, ve bu sefer gerçekten öngörülü bir yönetimle, herkesin fayda sağlayabileceği bir meslek yasasın inşası artık kaçınılmazdır. Meslek yasası demişken bunu da dile getirdiğimizde 3568’in artık yetersiz kaldığını dediğimizde bize verdikleri cevap bu, eğer bu Yasayı değiştirmeye kalkarsak mevcut haklarımız da elimizden alınır. Alsınlar ne hakkımız varsa alsınlar yeter ki bu mesleği yapılabilecek hale getirelim.