Atatürk: Bir Milletin Kalbinde Yaşayan Ölümsüz Lider

Her milletin tarihinde bir dönüm noktası vardır; karanlığın içinden ışığa yürüdüğü bir an…Türk milleti için o an, Mustafa Kemal Atatürk’ün sahneye çıktığı andır. Çünkü o, yalnızca bir komutan değil; bir ulusun yeniden doğuşuna öncülük eden bir yürekti.

Atatürk, milletine sadece zafer kazandırmadı; ona umut verdi. Umutsuzlukla yoğrulmuş, yorgun bir halkın kalbine inanç tohumlarını ekti. O, “Bağımsızlık benim karakterimdir” dediğinde aslında bir milletin karakterini tarif ediyordu. Bu söz, sadece bir cümle değil, Anadolu’nun her köyünde yankılanan bir diriliş çağrısıydı.

Bugün çocuklarımızın ellerinde dalgalanan bayraklarda, gençlerin gözlerindeki ışıltıda, kadınların onurlu duruşunda onun izleri vardır. Çünkü Atatürk, bir liderden çok daha fazlasıydı; o, bir halkın ruhuydu. O ruh, ne zamanki zorluklarla karşılaşırız, içimizde yeniden canlanır.

Onu anlamak için sadece tarih kitaplarına bakmak yetmez. Bir köy okulunun duvarında asılı resmine, bir askerin yeminindeki gurura, bir öğretmenin gözlerindeki inanca bakmak gerekir. Çünkü Atatürk, bu milletin kalbine kazınmış bir sevgidir.

Dünya ona hayran kaldı, çünkü o nefretten değil sevgiden doğan bir liderdi. Savaş meydanlarında düşmanına bile saygı gösterdi. Kazandığı zaferleri intikamla değil, insanlıkla taçlandırdı. İşte bu yüzden Atatürk, sadece Türkiye’nin değil, insanlığın da ortak değeridir.

Bu gerçeği en iyi dile getirenlerden biri de Küba Devrimi’nin lideri Fidel Castro olmuştur. Castro, Atatürk için şu sözleri söylemiştir:

“Mustafa Kemal, emperyalizme karşı verdiği mücadeleyle yalnız Türk halkına değil, bütün mazlum uluslara yol göstermiştir. Onun mücadelesi, bizim mücadelemize de ilham olmuştur.”  

Castro’nun bu sözleri, Atatürk’ün etkisinin sınırları aşan bir evrensellik taşıdığını bir kez daha kanıtlar. Çünkü Atatürk’ün fikirleri sadece bir ülkenin bağımsızlığını değil, insanlığın onurunu da savunuyordu.

Küba’da neden Atatürk büstü/heykeli olduğu konusuna gelince, şu bilgiler mevcut:

• Bazı kaynaklarda, Fidel Castro’nun isteğiyle Metin Yurdanur adlı Türk heykeltıraş tarafından 1994 yılında Havana’da bir parkta Atatürk büstü yaptırıldığı belirtiliyor. Çünkü Castro, Atatürk’ü yalnızca düşünceleriyle değil sembolik olarak da yaşatmak istedi.

• Bu büstün kaidesinde Türkçesi ve İspanyolcası ile “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” sözü yer alıyor; bu da Castro’nun barış vizyonuna ve Atatürk’ün uluslararası bakışına olan saygısını gösteriyor.  

• Ayrıca, kaynaklarda Küba’da Atatürk’ün düşüncelerinden, reformlarından ve devrimci ruhundan ne kadar etkilendiği sıkça vurgulanmıştır;bu etki sembolik olarak da bir heykel vasıtasıyla görünür kılınmış gibi.  

Bu bilgiler, Atatürk’ün yalnızca Türkiye için değil, dünyanın birçok bölgesinde bağımsızlık, özgürlük ve çağdaş düşünce arayışında olan insanlar için de bir sembol olduğunu gösteriyor.

Yıllar geçse de adı her 10 Kasım’da aynı duyguyla anılır. Çünkü bazı isimler unutulmaz; bazı liderler ölmez. Atatürk, bu topraklarda sonsuza dek yaşayan bir kalp atışıdır.

Bugün bizlere düşen görev, onun gösterdiği yolda ilerlemek, aklın ve bilimin ışığını hiç söndürmemektir. Çünkü o ışık, sadece geçmişi değil, geleceği de aydınlatıyor.