Türkiye’de siyasetin artık halk nezdinde inandırıcılığını kaybettiği bir dönemdeyiz. Siyasi partiler, eskisi gibi halkın güvenini kazanamıyor.

Bugün baktığımızda, siyaset sahnesinde boy gösteren partilerin vaatleri, söylemleri ve attıkları adımlar vatandaşlar için içi boş söylemlerden öteye geçmiyor.

Türkiye’de ekonomik kriz derinleşirken, işsizlik artarken, eğitim ve sağlık sistemi zayıflarken, siyasiler halkın günlük sorunlarına çözüm üretmekten oldukça uzak görünüyor.

Kısacası, partilerin halkın gerçek gündeminden kopmuş olması, siyasetin çürümüşlüğünün en açık göstergesi…

****

Bugün hangi siyasi partiye bakarsanız bakın, seçim dönemlerinde verilen sözlerin büyük bir kısmının tutulmadığını görebilirsiniz.

Seçim kampanyaları boyunca büyük büyük projeler, ekonomik refah vaatleri, işsizlikle mücadele, eğitimde reform, sağlıkta iyileştirme gibi süslü sözler duyuyoruz.

Ancak seçimler bittikten sonra bu sözlerin yerine getirilmediği, unutulduğu ya da daha kötüsü, iktidara gelen partilerin kendilerini bu vaatlerle bile hatırlamadığına tanık oluyoruz.

İnsanlar artık hangi partiye oy verirlerse versinler, yaşamlarında gerçek bir değişiklik olmayacağını düşünmeye başladılar.

Sözler tutulmuyor, vaatler uçup gidiyor. Geriye sadece ekonomik sıkıntılar, sosyal problemler ve çözümsüzlük kalıyor.

****

Siyasetteki yüzler değişse de, halkın karşısına çıkan aynı zihniyet ve tavır değişmiyor. Yeni kurulan partiler bile, kısa sürede aynı klişelere sarılıyor, halkı ikna etmek için aynı retorikleri kullanıyor.

Artık ne yazık ki kimse yeni bir liderin ya da partinin sorunları çözeceğine dair inanç beslemiyor ve siyasi partilerin artık kendilerini temsil etmediğini düşünüyor.

Her seçim dönemi, aynı sözlerle kandırılmaktan, her vaat döneminde hayal kırıklığına uğramaktan bıkan bir halk var karşımızda…

****

Bugün siyaset sahnesine baktığımızda, siyasi liderlerin ve parti temsilcilerinin halktan ne kadar kopuk olduklarını görmek şaşırtıcı değil.

Yıllardır siyaseti yöneten ya da muhalefet eden isimlerin büyük bir çoğunluğu, halkın gerçek sorunlarıyla yüzleşmiyor.

Onlar için ekonomi, işsizlik, eğitim ya da sağlık sistemindeki sıkıntılar sadece seçim malzemesi.

Seçim dönemlerinde meydanlarda yüksek sesle konuşulan bu meseleler, iktidara geldiklerinde ya da mecliste güç kazandıklarında unutuluyor.

Vatandaşlar, her geçen gün artan ekonomik zorluklarla boğuşurken, siyasi parti liderleri, partilerini güçlendirmek ve kendi konumlarını korumak için oy hesapları yapıyor.

Bu çürümüşlük, siyaset sahnesinde bir yozlaşma yaratıyor ve toplum her geçen gün siyasetten daha da uzaklaşıyor. Halk, bir değişim umudu taşımadan, sadece mevcut düzenin yarattığı sorunlarla yaşamaya çalışıyor.

Siyasi partilerin, bu güvensizliği anlaması ve üzerine gitmesi gerekirken, onlar bu çürümenin parçası haline geliyor.

İnsanlar artık oy vermeye bile isteksiz, çünkü kime oy verirlerse versinler değişen bir şey olmadığını görüyorlar.

Siyasetin bu çürümüşlüğü, toplumsal düzeni de etkilerken, çözüm aramak yerine, her şey olduğu gibi kalmaya devam ediyor ve edecekte…