Bugün 26 Ağustos 2024. Yeni eğitim ve öğretim yılına sayılı günler kaldı.
9 Eylül’de okullar açılıyor.
Milyonlarca öğrenci ve veli şimdiden okul alışverişinin peşinde. Ancak bu yıl alışveriş listelerinin yanında bir de yüzlerde beliren endişe var: Hayat pahalılığı.
Kalem, silgi, defter, çanta...
Bunlar okulun en temel ihtiyaçları, değil mi?
Ama ne yazık ki bu ihtiyaçlar bile artık cep yakıyor.
Peki ya bunun yanında ne var? Okul servisleri, kıyafetler, cep harçlıkları...
Okullar tarafından velilerden istenen ek ücretlere ne demeli? Her bir kalem, ailelerin sırtına adeta bir dağ gibi biniyor. Milyonlarca öğrenci nasıl okuyacak bu şartlar altında? Veliler bu yükün altından nasıl kalkacak?
***
İki, hatta üç çocuk okutan aileler var. Bu aileler, bu masrafların altından nasıl kalkacak? Bu sorunun cevabını arayan yok.
Velilerin kara kara düşünmesi yetmezmiş gibi, bir de bu yükü taşıyacak gücü bulamayanlar var. Peki, eğitim sadece bir hak değil miydi? Hani, her çocuğun eşit eğitim alma hakkı vardı? Nerede kaldı bu eşitlik?
Bu sorun sadece ilkokul, ortaokul ya da lise ile sınırlı değil.
Üniversiteler de aynı durumda. Yurt ücretleri, uçup gitmiş ev kiraları, temel ihtiyaçların karşılanması... Bu şartlarda, bir öğrenci üniversite okuyabilir mi? Eğitime erişmek bu kadar zor mu olmalıydı?
Ne yazık ki okumak, okutmak bu ülkede artık bir lüks haline geliyor. Ve bu durum, ülkenin geleceğine, toplumun niteliğine büyük bir darbe indiriyor.
***
Peki, bu şartlar altında eğitim nasıl gelişebilir? Nasıl nitelikli olabilir? Çocuklarımız, gençlerimiz bu şartlar altında nasıl bir gelecek inşa edebilir? Nasıl bu hale geldik? Eğitim, bir toplumun en temel taşı değil miydi? Peki, o taş şimdi neden bu kadar ağır?
Sonuç olarak, bu ülkenin geleceği, eğitimin kalitesine bağlı. Ama ne yazık ki bu şartlar altında, eğitimde kalite değil, kayıp söz konusu. Veliler, çocuklarına eğitim verebilmek için her gün biraz daha zorlanıyor. Ve bu zorluklar, ne yazık ki ülkenin geleceğine gölge düşürüyor.
Eğitime, çocuklara, gençlere yatırım yapmayan bir ülke, geleceğini kaybeder. Biz ise maalesef bu kaybın eşiğindeyiz...