Bu topraklar çok şey gördü.
Tank sesine uyanan çocuklar da gördü, seçme hakkı yok sayılan halklar da.
Ama bir şeyi her defasında gördük:
Darbelerin bu ülkeye hiçbir faydası olmadı.
Sivili askerisi fark etmez...
Askeri darbe de yıktı bizi,
Sivil darbe de.
Biri postal giydi, biri kravat taktı.
Biri silahla susturdu halkı, diğeri yasayla.
Ama ikisi de irademizi çaldı.
İkisi de halkın sesine karşı, kendi çıkarının sesini yükseltti.

***

Biz, bu ülkeyi sevenler…
Bu halkı, bu çocukları, bu toprağı düşünenler…
Askeri ya da sivil fark etmeksizin, halk iradesine vurulan her pranganın karşısındayız.
Çünkü biliriz:
Hiçbir darbe halktan yana değildir.
Hiçbir darbe işçiden, köylüden, emekliden, yoksuldan yana değildir.
Darbe, hangi kıyafetle gelirse gelsin, önce umudu vurur.
Darbe, önce yarının hayalini boğar, Çocuklarımızın geleceğini tankların paletine ezdirir.
Bize demokrasi değil, diz çöktürülmüşlük vaat eden hiçbir güç halkın dostu değildir.
Ve biz, halkın gücüne inananlar…
Kendimizi ne silahlıların emirlerine, ne sivil otoritenin hırsına teslim ederiz.

***

Gerçek demokrasi, halkın her sabah korkmadan uyandığı,
Hakkını ararken gözaltı tehdidiyle değil, adaletin güvencesiyle yaşadığı bir düzendir.
Gerçek demokrasi, tek bir adamın ağzından çıkan sözle şekillenmez.
Ne cunta gecelerinde, ne seçim gecelerinde gasp edilmez.
Bu yüzden diyoruz ki:
Darbeye karşıyız.
Askeri darbeye de karşıyız, sivil darbeye de.
Postala da hayır diyoruz, zorbalıkla yazılmış kanunlara da.
Bu halk yeterince acı çekti,
Bir daha aynı oyuna gelmeyecek.
Ve unutmayın:
Sandığı ezmekle, halkı ezemezsiniz.
Tankla da, tokatla da bu memleketi susturamazsınız…