“Gerçek başarı, çocuğun kendi potansiyelini gerçekleştirmesidir.”   (Doğan Cüceloğlu)

Sınav bitti… Sınav öğrencisi ve ailesi için sınav sonrası ilk duygu, geçici bir rahatlama. Sonra bir boşluk, bir belirsizlik… Ardından gelen karışık duygular; merak, endişe, beklenti ve sonuçlara kadar uzayan bir sabırsızlık. Bu süre zarfında öğrenciler yalnızca geleceği değil, kim olduklarını ve ne istediklerini de sorgular. Beklemek, insanın iç sesini en çok duyduğu zamandır. İşte tam da bu dönemde bir planlama baskısı doğar. Çünkü o yirmi dört satırlık tercih listesi, sadece bölümlerden ibaret değildir. Tercih listesi, kimi zaman bir öğrencinin ilk büyük kararı; kimi zaman bir ailenin yıllara sığdırdığı hayalin kâğıda dökülmüş hâlidir.

2025-YKS Gerçekleri

ÖSYM verilerine göre 2025-YKS’ye 2 milyon 560 bin 649 aday başvurdu. Bunlardan 2 milyon 351 bin 641’i Temel Yeterlilik Testi ’ne (TYT) katıldı. AYT ve YDT oturumlarına da benzer oranlarda katılım gerçekleşti. Yaklaşık 209 bin aday ise sınava hiç girmedi.

ÖSYM, tercih kılavuzunu 30 Temmuz 2025’te yayımladı. Tercihler ise 1 – 13 Ağustos 2025 tarihleri arasında yapılacak.

Tercih Sürecinde Göz Önünde Bulundurulması Gerekenler:

1. Puan değil, sıralamanın önemi:

Sınavın zorluk derecesi yıldan yıla değişebilir. Bu yüzden asıl belirleyici olan başarı sıralamasıdır. Ama en güvenilir pusula yine kendi yön duygunuzdur.

2. Başarı sırası barajları:

Tıp Fakülteleri 50.000, diş hekimliği 80.000, Eczacılık 100.000 Hukuk Fakülteleri 100.000, Mimarlık 250.000, Mühendislik Fakülteleri 300.000 barajıyla öğrenci kabul etmektedir. Adayların bu bölümleri tercih etmesi, belirtilen sıralama barajı içinde kalmalarına bağlıdır.

3. Stratejik Tercih Dengesi:

 İlk tercihler: Kalbinizin attığı bölümlerden başlamalı. Orta tercihler: Gerçekçi ama sizi ileri taşıyacak seçenekleri kapsamalı. Son tercihler: Güvende hissedeceğiniz, fakat yine de içinize sinen bölümler olmalıdır.

4. Kendinize Uygunluk:

Sadece “Kazanırım.” diye yazılan bir bölüm, dört yıllık bir sıkışmışlığa dönüşebilir. Kendi beceri, ilgi ve değerlerinize hitap eden bir alan arayın.

5. Kılavuzun Detaylarını İhmal Etmeyin:

Kontenjan artış ve düşüşleri, kapanan bölümler, burs koşulları, hazırlık sınıfı, özel yetenek sınavı, mülakat, sağlık raporu gibi detaylar tercih sürecinde fark yaratacaktır.

6. Vakıf üniversitesi tercihlerinde dikkat:

Birçok öğrenci ve veli için vakıf üniversiteleri hâlâ “devlet tutmazsa” diye düşünülen ikinci plan gibi görülüyor. Oysa bu üniversiteler, son yıllarda donanımlı akademik kadroları, yurtdışı bağlantılı programları, iş dünyasıyla güçlü iş birlikleri ve güncellenmiş müfredatlarıyla tercih edilmeyi fazlasıyla hak ediyor.

Vakıf üniversiteleri farklı burs türleri sunar: %100, %50, başarı, yerleştirme ve tercih bursları. Ancak şu noktalara özellikle dikkat edilmeli:

• Bursun hangi koşullarda kesileceği mutlaka okunmalı. Başarı notu, devamsızlık ya da yıl uzatma gibi durumlar burs kaybına yol açabilir.

• Hazırlık sınıfı burs kapsamına giriyor mu, araştırılmalı.

• Tıp, diş hekimliği, hukuk gibi bölümlerde yıllık öğrenim ücretleri oldukça yüksektir; döviz kuru ile değişen ücret politikaları aile bütçesini zorlayabilir.

•  Ek ücretler (kayıt harcı, servis, laboratuvar vs.) de dâhil edilmeli.

Unutmayın, tercih edilen bir bölüm sadece 4 ya da 6 yıllık bir öğrenim değil, aynı zamanda bir ekonomik taahhüttür. Bu nedenle tercih kadar tercihin sürdürülebilirliği de düşünülmeli.

Gabor Maté Ne Derdi?

Psikolog Dr. Gabor Maté, insanların geçmiş yaşantılarının, özellikle çocukluk travmalarının, gelecekteki karar alma biçimlerini etkilediğini vurgular. Bu dönemin psikolojisini adeta özetleyen şu görüş oldukça çarpıcıdır.

“Bir insan, hayatına dair seçimleri geçmişin kırık aynasından bakarak yaparsa o insanın geleceği, eski görüntülerin yansıması olur.”

Yani, seçimlerimizi yaparken kim olduğumuz kadar, geçmişte bize ne anlatıldığı da belirleyici olur. Ancak gerçek farkındalık, bu döngüyü kırmaktır. Eğer bir aday öğrenci, bu tercihi gerçekten kendisi için yapıyorsa bu,  ilk kez “kendi” geleceğini çizmeye başladığı anlamına gelir.

Aileye Düşen Pay

Bu süreç sadece öğrencinin değil, ailenin de iç yolculuğudur. Anne ile baba, kendi eksik bıraktığı hayalleri çocuk üzerinden tamamlama eğilimindeyse bu liste aslında bir jenerasyonun duygusal aktarımına dönüşebilir.

Doğan Cüceloğlu’nun dediği gibi, “Bir çocuğun gerçek başarısı, ailesinin beklentisini karşılaması değil; kendi potansiyelini keşfetmesiyle başlar.”

Bu aşamada velilere düşen görev, rehberlik etmek ama yönlendirmemek; yol arkadaşlığı yapmak ama rotayı çocuğa bırakmaktır.

Son Bir Soru

Bu tercih sürecinde sadece puanları mı yazıyorsunuz, yoksa kendi hikâyenizi mi?

Liste yalnızca bir sıralama değil, tercihlerini yapan bireyin umutları, yolculuğu ve gelecek hikâyesidir.