Akıllı insanlar kendi tecrübelerinden, daha akıllı insanlar başkalarının da tecrübelerinden yararlanır. (Çin Atasözü)
Hayatın olağan akışı içinde, karşımıza çıkan durumlarda doğru kararlar almak her zaman kolay olmayabiliyor. Kararsızlık ve belirsizlik anlarında, riskleri azaltmak ve olası hatalardan korunmak için tedbirli davranmak isteriz. Böyle zamanlarda, ilmine, bilgisine ve deneyimine güvendiğimiz aile bireylerinden, dostlarımızdan veya alanında uzman kişilerden destek isteriz. Alacağımız öğüt ya da tavsiyeler, karar aşamasında olan bize, iyi bir yol gösterici olabilir. Bu konuda kadim kültürümüzde yer alan Mevlana’nın Şems’e yönelttiği soru düşündürücüdür.
Bir gün Mevlana, Şems’i Tebrizi’ye sordu:
“Ey Şems, neden bazı insanlar kendilerini hep haklı, başkalarını ise eksik görür?”
Şems bir ayna getirdi ve Mevlana’nın önüne koydu.
“Bu aynaya bak, ne görüyorsun?” diye sordu. Mevlana, aynaya baktı ve “Kendimi görüyorum.” dedi.
Şems gülümsedi: “Şimdi bu aynanın üzerine biraz toprak sür.” dedi.
Mevlana, aynanın yüzeyine toprak sürdü. Artık aynadan hiçbir şey görünmüyordu.
Şems, elini aynanın üzerine koyarak şöyle dedi: “İnsan kalbi de ayna gibidir. Eğer kibir, öfke ve hırsla kirlenirse insan ne kendini ne de başkalarını hakikatiyle görebilir. İnsan ancak kalbini temizlediğinde gerçek bilgelik ve anlayışa ulaşır.’’
Mevlana, Şems’in bu öğüdünü derin bir saygıyla dinledi. Kalbini kibirden, öfkeden ve hırstan arındırarak hem kendini hem de başkalarını, hakikatiyle görmeyi öğrendi.
Bu hikâye, önemli bir öğüt niteliğindedir. Bazen kendi hatalarımızı göremeyebilir, olaylara sadece kendi dünyamızdan bakarak başkalarını yargılayabiliriz. Ancak, doğruyu görmek istiyorsak önce kalbimizi temizlemeli, önyargılarımızdan ve hırslarımızdan arınmalıyız. Çünkü o zaman kendimizi ve çevremizi hakikat gözüyle görebiliriz.
Birine ister açık, ister metaforik bir anlatımla tavsiye verdiğimizde, onun düşüncelerini ve eylemlerini etkileyebiliriz. Bize güvenen, inanan kişi, sözlerimiz doğrultusunda hareket edebilir. Bu nedenle, bilgi ve tecrübemizi aktarırken, büyük bir sorumluluk taşıdığımızı unutmamalı, sözlerimizin bir başkasının hayatında yön belirleyici olabileceğini düşünerek dikkatle konuşmalıyız. Bazen tek bir söz, bir insanın kaderini değiştirebilir.
“Hayatını her koşulda idame ettirebilmelisin. Bazen zorluklarla karşılaşabilirsin ama bunlarla baş edebilmelisin.” , “Cesur ol. Cesur olmazsan ilerleyemezsin.”, “Keşke demeyecek bir yaşamı sürdürmelisin.” gibi örnekleri hepimiz yaşamın olağan ritminde tavsiye olarak duymuşuzdur.
Duyduğumuz pek çok tavsiye arasından, bize dokunan, hayatımıza değer katanları düşünelim. Tavsiyeyi bize veren kişiyi, hayatımızdaki yerini ve tavsiyenin yüreğimize ne kadar dokunduğunu hatırlayalım. Kimi tavsiyeler zihnimizin bir köşesinde yankılanıp kaybolurken, kimi ise hayatımızın dönüm noktası olur.
Böylece siz de bir gün, bir başkasının hayatında böyle bir etki bırakabileceğiniz o ana geldiğinizde, size ihtiyacı olan kişiye verebileceğiniz en iyi tavsiyenin ne olacağını bilir ve onun hayatında kalıcı bir iz bırakabilirsiniz.